12 Ocak 2013 Cumartesi

Bağımlılığın tarafımdan tarifi !..

Eğer beynin, bilgi birikimin, düşüncelerin, düşünce sistemin mevcut anı yaşıyorken seni mutsuz hissettiriyor ise demek ki bir eksiklik yada yanlışınız var. Çünki, yüklenen şeyler yetersiz yada yanlış demektir. Eğer mutlu olmak için sizi kısa yada biraz daha kısa süre mutlu hissettirecek şeyler alma yolunu tercih ediyorsanız bu beyninizin beslenme yollarına illegal bir şey enjekte etmek gibidir. Tehlikelidir, çünki beyindeki eksikliğin fazlalığı kadar büyük derecede bağımlılık yaratır.

___ 12 Aralık 2013 - Cumartesi - 22:38 - Kuzey Avrupa'da bir yerde !.. __
. . .
Çözüm yolları açıklamada. Yüklenen şeyler ya eksik yada yanlış. Her ikisi de olabilir, eksiklik ve yanlışlık da. Mesela şöyle düşünmeyi dene. Öyle bir hayal dünyasına sahipsin ki, yanlış şeyler yüklediğinde oraya ulaşamıyorsun. Oraya ulaşabildiğinde zamanın ve fiziksel durumunun önemi kalmıyor.Tabi burayı her istediğin zaman seni herşeyden uzaklaştırıp herşeyden çok mutlu edecek bir yer yapabilmek için sürekli çalışmalısın. Tıpkı nasıl küçüçük bir şey olan yeni bir ayakkabı aldığında kendini sevindirdiğin gibi. Fakat bize bu küçük ve maddi şeylerle mutlu olmayı öğretip bunun bağımlısı yaparlar. Tembelsen, geçici rahatına ve aslında tablonun tümünde rahatsızlığına razı olursan yarın yeni cep telefonu, öbürgün yatağa attığın bir kız, daha iyi maaşı olan bir iş vs. seni bu tür bir hayata iyice bağlar-bağımlısı yapar.
. . .
Aslında beyin bilgiye açtır. Biz onu bununla beslemekten kaçındıkça ona küçük hazlar tattırıp kandırıp bir küçük çocuğu kandırır gibi kandırırız. Yani kendimizi !.. Yani kendimizi öğrenmekten uzak tutmak için uğraşırız.  
. . . 
- Senin bağımlılığın yok mu ? 
- Var ! Fiziksel madde bağımlılığım yok(Rahatsızlık olarak tanımlanan şekli ile). Fakat bağımlılıklarım var. İnsan Dünya yaşamında mecburi bağımlıdır. Amacın bunları gerektiğinden fazla kullanmamaktır. Din(ler) de aslında bunu söyler, öğretmek ister ! Seni bedensizliğe, o tür yaşamına hazırlamak amacıyla... Bir din her insan için bu bilince erişmenin zorunlu yolu olmayabilir! Fakat din(ler) bu bilincin olabileceğinin bilincine varacak kadar bilgisi olmayanların da bu seviyeye gelebilmesi için izlenebilecek bir yol olabilir. Dinlerin Peygamberlerinin aramızdan ayrılmalarından itibaren bu yolun doğruya ulaştıramadığı günümüze değin insan ırkı tarafından sayısız kere bireysel ve kitlesel olarak kanıtlanmıştır ve kanıtlanmaya devam etmektedir. 

___ 12 Aralık 2013 - Cumartesi - 23:44 - Kuzey Avrupa'da bir yerde !.. __ 

8 Ocak 2013 Salı

İnsanlık doğru yolu bulur mu ?

İşte insanlığın doğru yoldaki en büyük engeli bu karardakinin günlük hayatta sürekli yaşanıyor olmasıdır !!! Bakınız örnek - " http://www.ntvmsnbc.com/id/25385808 " (Baba Gripdedesi suçsuz bulundu)

( Mahkeme heyeti, kararında, sanık Zehmut Dina Gripdedesi'nin öldürme eylemine herhangi bir şekilde katıldığını gösterir kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığını, ancak kız arkadaşı Hünerler Akbulut'u öldürdüğünü öğrendiği oğluna yakalanmaktan kurtulması için imkan sağladığının anlaşıldığını belirtti.

Mahkeme heyeti, Zehmut Dina Gripdedesi hakkında "suçluyu kayırma" suçunu oluşturduğunu, ancak bu suç üst soy tarafından işlendiği için ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.)

Kanunlar bir oyunda yeri ve zamanı geldiğinde, fırsatını bulabildiğinde kendisini gösteren bir etme-bulma olayının toplum nazarındaki belgesi gibi. Kanunların yanlış edeni ceza ile buluşturup ıslah edemediği zaten yeni bir bilgi değil. Diğer yandan kanunen bireyin apaçık suçlu olması durumunda dahi bireyin birinci dereceden yakınları tarafından cezalandırılmaktan korunması, kaçırılmasının hoş-makul görülmesi insanın özde ne sapkın bir rahatsızlığı bünyesinde barındırdığının ispatıdır. Öyle ya "Benim canıma, malıma, ırzıma vs. kast edildi mi en büyük cezanın verilmesini istiyorum" ama "Bunu ben yada ailemden biri yapar ise hiçbir ceza almaması için elimizden geleni yapalım" !!! İşte bu düşünceye sahip toplumlar olmamız sebebi ile irili ufaklı sayısız insanlık suçu bugün bile evlerde, aileler içerisinde yaşanırken suçlular ellerini-kollarını sallayarak aramızda dolaşabilmektedirler. Mesela aile içi sözlü yada fiziksel şiddet, mesela sevilmediğini-istenmediğini karşı taraftan kesin olarak duymuş olmasına rağmen ona dokunulması... vs. İnsanlık daha çooook bekler huzuru, adaleti. Fakat ne mümkün !

Irkçılık suç mu ? E peki "üst soy" ırkçılık değil mi ?!! Küçük ırkçılık :) O sebeple kanunlar bile mazur görebiliyor, hem de alenen dile getirip bu ırkçılığı, ırkçılık yaptığı için kişiyi suçsuz buluyor. Benim ırkımdan olan öldürsün ama ona hiç kimse bir şey yapamasın !!! Ooooh ne güzel kanunlarımız var, görüyor musunuz ?!

28 Eylül 2012 Cuma - Ciddi Biri

Gün geçtikçe artan robot sistemler...

Gün geçtikçe artan robot sistemler ve bu sebeple işsiz kalan insanlar hakkında...

Şimdilik böyle ama insanlık yapay insan(fiziksel) ve yapay zeka(duygusal) yapmak için durmadan çalışacaktır. Bir gün sanatçı yapay insanlar da olacaktır eminim. Bence insanın asli görevlerinden birisi budur. Zaten bilim bir anlamda önüne sunulmuş, bilgisine verilmiş mevcut tüm yaratılmış olanları inceleyip-öğrenip kendisi "yaratan" olma amacındadır. Günü geldiğinde ölmek ve öldürmek anlamsız da olacaktır. Bazı uçuk bilimkurgulardaki gibi "ışık", "enerji", "bilgi" ne derseniz deyin, ondan ibaret olunacaktır. Bu durumda da bedenin şekli, yaşamın sürdürüleceği mekanın önemi kalmayacaktır. Bizler şu anda emeklemenin de gerisi bir safhadayız ! Bunlar belki kırıntı sayılabilecek ama bir yandan kimilerini ürküten ama çok ileride çok büyük bir değişimin parçalarından birisi.

Ben öyle inanıyorum ki bugüne kadar 1 insan hayal ettiği bir veya birçok şeyi belki milyarlarca kez yapabilmiştir. Sadece bu bile benim inandığım şey için sapasağlam milyar delildir. Nedir ? 1 tek insan dahi bugün "imkansız" ve/veya "asla" denilen şeyi hayal ediyor ise o şey olacaktır.

Yakın gelecekte sizi bir robotik bünyeye koyabilirler, ileride tamamen organik, doğal bir klon'a taşıyabilirler. Hatta bir gün gelecek ve insanların çoğu gönüllü olarak mevcut organik fiziksel kapasitesinden çok yüksek kendi üretimi bünyelere taşınacaklardır. Bu ilerilik akli, mantıki, duygusal yönden de olacaktır. Şöyle ki, düşünün geçmişte kötü bir öğrenci idiniz bir çok dersi kopya v.s. okumadan etmeden geçip gittiniz. Bir yerlerden diplomanız var amma günü geliyor bilmediğiniz o kadar çok şeyle karşılaşıyorsunuz ki... Diploma var içi boş ! Derken size deniliyor ki tıpkı eskiden bir tek "joystick" i tutup oynadığımız oyunlar varken şimdi fare+50 farklı görevi olan klavye tuşu ile oyunlar oynadığımızın ötesi gibi taşınacağınız bedende önceden kurulmuş bir işletim sistemi de olacak.

Yazan : Ciddi Biri - 31.07.2012 © Copyright Ciddi Biri, 1971-2012. All rights reserved.

Kıskançlık

22 Mayıs 2012 Salı, 13:40 Yetersiz olduğuna inandığının kişiliğindeki görünüşünün adıdır "kıskançlık". Bilinen, en çok kabul gören, hatta normalmiş gibi karşılanan hali karşı cins ile olan ilişkilerdeki kıskançlıktır. Dikkat ederseniz bu durumda kıskanan taraf içinde "yetersiz" olduğunu bildiği yada öyle olduğuna inandığı için ilişki yaşamakta olduğu kişinin kendisinden daha iyisini bulacağını düşündüğü için kıskançlık ile bu olayı engelleme girişimindedir. Birçok kez duyup, gördüğümüz gibi "sevmek" ile "sevgi" ile zerre alakası yoktur aslında. Fakat çok yaygın da olması sebebi ile bu durum geniş kitlenin tepkisini almamak için "rahatsızlık" , "kişilik sorunu" olarak tanımlanmamıştır pek fazla.

Bir diğer şekli de başarılı kişiyi kıskanmak, hırs yapmak, onun gibi olmak yada onun olduğu mevkii, makam veya konumda olmak. Böyle kişileri kıskanarak azim gösterip benzer yada daha iyi başarı gösterenlerin de potansiyel riskli kişiliklere sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünki normalde başarı çok çalışma gerektirdiği gibi birçok durumda da fedakarlıklar gerektirecektir. Kişi kısançlık hissi ile "gibi" olmak istediği kişinin konumuna ulaşmak için yaptığı fedakarlıklara göre ruhuna hasar verebilir. Mesela bir dönem çok konuşulan "Şöhret olmak için yönetmenin yatak odasından geçmek" !.. Yine günümüzde şöhretini sürdürebilmek için image maker'lerin dediği saçma sapan şeyleri yapmak. Yazar : Ciddi Biri - Mayıs 2012 © Copyright Ciddi Biri, 1971-2012. All rights reserved.

Bakkala 100 tl uzattım,bozuk varmı dedi ?...

Bakkala 100 tl uzattım,bozuk varmı dedi, moralim dedim beni kovaladı !




M.Ç. - Bakkala 100 tl uzattım,
Bakkal -bozuk var mı?
M.Ç. -moralim :-)
...ve bakkal beni kovaladı !

  • Ciddi Biri - Kafam dememişsin , midem dememişsin, "motorum bozuk fena cırcırım üzerine afiyet bakkal amca" da denilebilirdi. Hepimiz paçaları lastikli don giymiş olmanı umuyoruz tabi !


  • M.Ç. - İgrencsin abi :))


  • Ciddi Biri - İğrençlik bana has bir durum değildir. Hepimiz en az birbirimiz kadar iğrençiz. Ne yani en beğendiğin film yıldızı afet hatun kenefe gidip ossura ossura zıçmıyor mu ! :) O da amel olup tüküre tüküre köpük köpük zıçmıyor mu !.. O da benim kadar ivrenç ve tiksinç !.. Ya da bu yaşamın doğal hallerinden birisi sadece. İnsan bağırsağı ortalama 8 metre imiş :) Hepimiz içimizde 8 metre bok ile geziniyoruz. Sonra da kendimize "iyi", "temiz kalpli", "güzel insan" olduğumuz yalanını söyleyip duruyoruz :) İşte bu kadar yavşağız en temelinde !!!


    28 Eylül 2012 Cuma, 13:39 · Ciddi Biri

O kadar süredir yalnızım ki !..



O kadar süredir yalnızım ki sevgili bulsam bomba diye karakola götürücem ( Anonim )

  • Ciddi Biri - Bunda bir mantık hatası yok mu ? Çok uzun süredir yalnız olan sen isen bulduğun sevgili değil sen patlamaz mısın ? E peki sevgiliyi niye bomba diye götürüyorsun karakola ?! Kaldı ki o patlamadan sonra kimse kimseyi karakola götüremez. Ancak olay yeri inceleme size gelir, duvarlardan parçalarınızı jiletle kazır ve torbalara doldururlar. Sonra da otopsiye gidersiniz kimlik tespiti için. Onu da zor tespit ederler ikinizin parçaları mikroskobik olarak karıştığından ;-)



  • Ciddi Biri - Bence sen bir an önce yalnız olsan da bi operasyon yap. Yalnız birey güçlü bireydir. Ne gerek var şimdi sevgili falan gibi bir yaratığa. Aslında onların sevgisizi çok daha sevgili ! Hiç değil ise entrikaları yok. Diyor sana direk neyi sevdiğini ve ne istediğini. Kaç para ise veriyorsun sevgisinin bedelini, seve seve ve dobra dobra yaşıyorsunuz olayı !.. "Sevgili" dediğin öyle mi ? Kıskançlık krizleri, yok "bugün aramadın", yok "hep ben arıyorum", yok işte "ne zaman evlenecez" ! yok "Doğum günümde bana ne alacaksın",
    -
    yok işte "Sen benimle hiç ilgilenmiyorsun!"
    Sen - O niye aşkım ? Her dediğinde her şeyi bırakıp yanına geldim, 1 dediğini 2 etmedim ( hep 3 ettim :) )
    Kız - E ama bugün bende büyük bir değişiklik var ve sen hiçbir şey söylemedin ! Fark etmedin bile işte !!!
    Sen - Eee, şeyy... aslında fark ettim de... (bu esnada kız süzülür tepeden tırnağa ama öküzün önde gideni olamasak da önde gidenin yanında giden olduğumuzdan bir türlü farkı bulamamaktayızdır ve bu eee şeyy de zaman kazanmak için söylenen anlamsız laf kalabalığımızdır)
    Kız - E hadiiii, ne imiş söyle bakalım (der ve bir de şöööyle etrafında bir tür atar. İşte o tur atarken bizim gözler belli noktalara kitlenip kalır ve kızdaki değişiklik her ne halt ise göremeyiz yine, erkek milleti değil mi işte)
    Erkek - Çok güzel olmuşsun (der, şansını dener lotodan 8 bilmekten zor olamaz ya !)
    Kız - Bugün sabah gittim kuaföre (der ve yemi yutmuştur)
    Erkek - Evet çok güzel olmuş saçların aşkım (der ve şimdilik bu krizi kısa bir süre için atlatır fakat ilişki Türkiye ekonomisi gibi krizler doğurur hem de ikizer ikizer !)
29 Eylül 2012 Cumartesi, 23:20 · Ciddi Biri

Petrol fosil yakıttır ! Yani ölmüş bedenler ! Peki benzin ?


Petrol fosil yakıttır ! Yani ölmüş bedenler ! Peki benzin ? Bugün benzinin bizlere ulaşmasında nice insanın ölümü ve kanının bu işe karıştığını bilmiyor olamazsınız herhalde... Petrol fosil yakıttır, yani bayattır. Benzin ise henüz ölüsü-kanı soğumamışlardan elde edilen yakıttır.
 
Genellikle bu futbolu aşırı seven kitlenin böyle acayip herşeyden anlar ve de "kazık yememek" gibi bir yaşam tarzları var. Araba da sever bunlar(arabaları olması şart değil).Geneli madden çok iyi düzeyde olmadıklarından da bir dönem hayatlarındaki en şahane araba Doğan görünümlü Şahin vs. olmuştur. Hiçbir güvenlik sistemi olmayan, teneke kutunun araba şekli verilip içine koltuk kaneme tıkılmış halidirler (Abarttım). Konu bu değil tabi. Bir de arabaya binip direksiyonu tuttuğunda kendini dev aynasında görürler. En iyi, en hızlı, en gözüpek, en en O olur. Ondan en yoktur. Hatta bazıları sollanmayı bile hazmedemez ama ehlileştirilmiş olanları (eğitim ile vs.) bunu dışa vurmama konusunda eğitim görmüştürler. Tıpkı sahaya çıkan tarafı olduğu takımın yenilme ihtimalini hazmedemedikleri gibi. Yine benzer şekilde kart oyunlarında, tavlada vb. gibi şans faktörünün bulunduğu oyunlarda da çok büyüklük taslar ama yenilmeyi hazmedemezler. Eğitimli olanları bunu dışa vurmamayı becerir bir miktar, eğitimsiz olanlarının da diline vurmuştur ve malubiyetlerini karşılarındakinin "ballı" olmasına bağlarlar genellikle. Yurdum insanı modellerinden birini bu şekilde tanıdıktan sonra konumuza devam edelim.
 
Ben de oldum olası arabaya ısınamamışımdır. Zaman zaman ihtiyaç duyduğum olmuştur ama o az zamanlar için alma gereği doğmamıştır hiç. Ayrıca işe gidip-gelirken benim ile aynı trafikte, belki 3-5 dakika önce varması gideceği yere bana çoğu zaman komik de gelmiştir. Öyle ya 15-50 bin TL ver, benzin doldur-yak hergün, çık trafiğe bekle benim otobüsün arkasında, ne müthiş bir "kazık yememek" değil mi ? Bir de olayın daha küresel bir yanı var. O da kullanılan petrolün günümüzde apaçık insan kanı olduğu. "Hem parasıyla değil mi ? Ödüyorum ve çevreyi kirletiyorum" diyorlar , hem parasıyla değil mi deyip o petrolü alıp-satmak isteyen güçlerin yaptıkları savaşları ve ölümleri destekliyorlar... hem de araba sahibi olmayı bir sosyal statü-prestij simgesi olarak kullanıyorlar. E biz de bunu yiyoruz. Oysa bence araba sahiplerine insanlık suçu işleyenlere ortaklık edenler olarak bakılmalı !!!
 
Şimdi 10 kişiden 9'u bana saldırabilir !.. Fakat geçenlerde haber olarak da geçen bir bilgiyi de aktarayım. Irak yönetimi Türkiye'ye şikayetini bildiriyor. Diyor ki "Bölgesel Kürt yönetimi ile yapılan petrol anlaşması yasal değildir" ?! Yani, Türkiye Cumhuriyeti halkının petrol ihtiyacını karşılamak için kürt'lerle anlaşmış. Sizin arabanıza koyduğunuz her litre benzine ödediğiniz paranın bir bölümünün bugün kardeşlerinizi, evlatlarınızı, vatandaşlarınızı öldüren terör örgütüne gitmediğini mi zannediyorsunuz halen ?! İşte bu da en basitinden dibimizde ve bizzat destek verdiğimiz petrol değil kan satın alıp arabalarımızda kullandığımızın kanıtıdır benim için.
 
    ( CiddiBiri - 6 Ekim 2012 Cumartesi, 13:29 )

Her şeye cevabı olan adam !..


Laf bu :"Hatırlayıp da üzüleceğine, unut da yüzün gülsün." (Kaynak : Anonim, internet)

Cevabım bu :
Bu durumda alzaymır(Alzheimer)  hastalarının hepsi mutlu olmalıdır !.. (Kaynak: CiddiBiri)
. . .
Laf bu :
Biten bir aşkın ardından ağlanmaz! Yeniden başlanması için çabalanmaz! Sen benim için öldün, bilirim ki ölüler bir daha canlanmaz! (Kaynak : Anonim, internet)

Cevabım bu :
Anayasa bile değişebiliyor iken aşkın kanunlarını bu şekilde yazanlar benim için çok eğlendirici oluyorlar :-)
. . .
Laf bu :
Ağaçtan düşen yaprak nasıl ki kurumaya mahkumsa, gönülden düşen de unutulmaya mahkumdur. (Kaynak : Anonim, internet)

Cevabım bu :
Peki ağaçtan düşen yaprak kuruyor ise, gönülden düşen(jeton gibi mi o da ayrı) neden kurumuyor da unutuluyor ! Adalet mi şimdi bu ? Eğer gönülden düşen unutuluyor ise ağaçtan düşenin de bir yerleri kırılmaz mı ? (Kaynak : CiddiBiri)

Neeptünyum ? Ülkemizdeki Neptünyum Gerçeği !

Bor 2. plana düşmek üzere, Asıl bomba yeryüzünde %99.8 i Tüekiye'de bulunan NEPTUNYUM madeni, ISTRANCA dağlarında... Rezervi yaklaşık 30 katrilyon EURO... Haydi siz herhangibir milletin yöneticisi olun da, böyle bir zenginliğe sahip olmak için ne gerekiyorsa yapmayın. Biz de hazır elimizdekileri ikram edelim, bizim millet uykuda, siz ( kendileri de o milletlerden) buyrun yiyin, aafiyet şeker olsun
-
 

  • Ciddi Biri - Onların istediğini yapan, istemediğini yapamayan bir ülkede bu gibi madenlerin sahiplerinin o coğrafyanın sahiplerinin olmadığını onlar da pek iyi biliyorlar. Bu sebeple de onlar için sorun yok. Bizim için de yok ! Olsa bir emare olur, bir şey görünür. Siz hiç görüyor musunuz ülkede bir mesele ? E, evet var bir tane o da terör. Gerisi teferruat
    -
    Bu da bizim Neptünyumumuz. Neyimiz, neyimiz ? ...mumumuz !..
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Nept%C3%BCnyum
    Der ki kaynak "Doğada uranyum madenlerinde eser miktarda oluştuğu..."
    -
    Bu madenler ile bizi ne çok gaza getirdiler yıllardır. Bu bor hikayesi bombork bir hikaye İlkokul sonra, ortaokulda falan konuşurduk böyle işte "Türkiye'nin atom bombası var", "Söylerler mi len var diye, gizli tabi", "Bak köprünün ayaklarının çevresinde uçaksavarlar var" ! Artık o zamanki kafaya göre ne feci, ürkünç, dehşet bir şeydi ise bu uçaksavar Oooo ! Uçağı savıyor ise insanı salça yapar anında aabi ! E ama borum vardı benim ! Ne ettin len neptüntumumu ? Neyiniii ? Mumumu
    Hüplettim, şimdi de gümleticem !

    Neptünyum - Vikipedi
    tr.wikipedia.org Neptünyum(Np),Uranyumunnötronlarlabombardımanından yapay olarak elde edilen, atom numarası 93, atom ağırlığı 239 olan,radyoaktifbirelement.



  • Ciddi Biri - Bu arada bir tecrübemi de aktarayım. 18-20 yıl evvel çalıştığım iş sebebi ile bu elektrikli termosifonlarda suyun kirecini alması sebebi ile (yanlış anımsamıyorsam) kazanın içinde 20 santim boyunda 5 santim çapında BOR bir çubuk bulunurdu. Defalarca değiştirilen bu BOR çubuğu yanmakta olan sobaya atmışızdır. Hayatımda gördüğüm en uzun süreli ve bakılamaycak kadar parlak yanan şeydi o.
    -
    Neptünyumum olmadı benim hiç O sebeple neptünyumlu bir tecrübe paylaşamayacağım.Plutonyum da var, her gezegenyum var mı acaba ? Mesela Marsyum !.. Venüsyum... Mesela Jüpiteryum ! Ben bi jüpiteryum bir daha terlemiyorum !.. O derece yani, kesin çözüm.