29 Mayıs 2024 Çarşamba

Toplumun tercihleri ve cehennemde kazanı başında zebani olmayan bir toplum olma nedeni

 


https://www.youtube.com/watch?v=BbrGx08df3M


Bizim toplumumuzun çoğunluğunun tercihi yüzünden seviye hep aşağı düşer. Çünkü çoğumuz tercihlerimizi "kendimiz gibi" lerden yana yaparız. Yapacağı iş, sanat konusunda iyi eğitim almış kişilere karşı kıskançlık hissi duyarız, bu aslında eziklikten gelir. Bu ayrıca "haset" duygusunu da doğurur. Fakat eğitimsiz ve hatta birçok kez düşe-kalka bir yerlere gelmiş olanlar, hatta rezillikler yaşamış olup ama maddi güç ile bu rezilliklerden de sıyrılmış olan, maddi güç ile bir nevi "zor" kullanarak da bir yerlere gelmiş olanları daha çok sever çoğunluk. Çünkü bu kişinin de kendisinden üstün olmadığını, aslında aynı rezil seviyede olduğunu ve sadece para kazanmanın yollarından birisini bulup bu durumda olduğunu bilir. Böylece O kişiye karşı çok hased hissi duymaz, rahat hisseder.

26 Mayıs 2024 Pazar

Teknoloji ve ölümden sonraki yaşam imkanlarına alternatif hayali dünyalar!

 

Herşey güzel de konuştuklarınız hep yazılanların kendinize göre kabul ettiğiniz sınırlar çerçevesinde yorumlamanızdan ibaret. 

Neden daha özgür bırakamıyorsunuz düşüncelerinizi? 

Sonuçta bu bir sohbet, bilgiler ışığında daha ileri yürümek gibi bir şey değil mi? 

Yani bu sohbet bir bakıma jimnastik gibi. Sözleriniz bir karar veya teşhis değil. Öyle ise daha öteye gidebilirsiniz. Tamam daha geniş çerçeveli alıyorsunuz konuları ama hep aynı sınırlar içinde oluyor. Belki son 10 senedir takip ettiğim şeylerin az/çok kapsamında olan şeyler. 

En nihayetinde "normal" bir insan belli bir yaştan sonra ne istiyor? "Normal" insan? Benim gördüğüm kadarı ile 1.kimseye yük olmamak 2.acı hissi duymamak 3.temel ihtiyaçlarının karışanması (yiyecek, giyecek, barınak ve hadi cinsel dürtüleri de katayım bedenliliğimizden dolayı şu an için). 

Belki, 4'üncü madde olarak da "insan sosyal bir varlıktır" diyebiliriz belki ama ben bundan şüpheliyim. Çünkü insanların birlikteliği "çoğunluk olamarı her zaman sapmalara yol açmış. Dolayısı ile günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler yapay zeka, robotlar, drone'lar sanal iletişim ortamlarında avatarlarımız ile insanlarla sosyalleşmeler. Bence belki de bütün bu hikayeler aslında tıpkı yüzüklerin efendisindekine benzer eski+daha eski insan hayali kurgular olabilir. Hani "Ben sanki gelmiş geçmiş en zeki yada en iyi hayalperest ve kurgu yazarı mıyım?" Yani , benden çok daha iyileri binlerce yıl önce de yaşamış olabilirler. Yukarıda saydığım kabaca "iyi insan olma" adımlarına ulaşmak bana göre bu en eski sistemlerde bile var olan bir ulaşılacak hedef. 

Onlar "Yapay zeka" ve "Yapay zekalı ROBOT" lar hayal edememiş yada hayal etmiş ama bunu o zamanın insanlarına anlatamamış olabilirler. Bize nasıl anlatılıyor mesela kabaca ana hatları ile "Bir yaratıcı var, görüp bildiğimiz ve göremeyip bilemediğimiz de herşeye hakim olan gücü yeten. (Mantıksal not: Yaratıcısı olduğumuz birçok şeye gücümüz yetmiyor, en azından kendi çapında yaratıcılık eseri olan bir yağlıboya tablo yapan bile tablosunda eksik yada kusur gördüğünde kolayca düzeltemiyor. Düşünce, plan ve uygulama süreci var. Biz buna evrim diyebiliriz belki!) Eskilerin düşüncelerinde hayallerindeki cennette bir insanın cennetinin her istediğinin olduğu, ona hizmet eden bir çok varlığın olduğu bir kişisel yapay ortama benziyor. Dini inançlar aslında insanları Dünya ve 5 duyu ile sınırlandırılmış bu bedensel yaşamdan çok farklı bir yaşama hazırlamak için anlattıkları ile bizim zihnimizi açmak istiyor gibi değiller mi? Tabi çoğu dini Dünyevi avantajlar için kullananlar her dini inananlarını korkutup günahlarından kurtulmaları, af dilenmesi veya belirtilen ibadet biçimlerine uyarak ölümden sonraki yaşamlarının rahatı için aktiviteler yapmalarını söyleyerek kendilerine bir sürü laf kalabalığı ile sosyal + politik ve maddi yüksek makamlar kurmuşlar. Mesela "Allah ile kul arasına kimse giremez" cümlesindeki durum da benim açımdan böyle bir duruma işaret eder. Giremez ama kul eğer aklını kullanmaz ise buraya aracı sokabilir. 

Yukarıdaki paragraflardan birisine gönüş yapacağım. Cennette mesela bize hizmet eden varlıklar olacak ise orada da köle, işçi, efendi vb. gibi sosyal sınıflar mı var olacak? Peki bir köle hangi haklı gerekçe ile hizmet ettiği efendisinin yerinde olmamayı kabul eder ve bunun memnuniyeti içinde cennet denen yerde ebedi yaşamını sürdürür? Yoksa burada anlatılan alem aslında öldükten sonra tamamen zihinsel ortamda bireyin kendi kapasitesine özel dizayn edilen (ve ama esnek) sanal özel alemlerden birtanesi midir? Bunu bu ölmüş insanın zihnine sunan da yapay zeka gibi bir şey midir? Yapay zekayı çok iyi idrak edemiyorsak bunu Matrix filmindeki insan çiftliklerinde makinelere bağlı rahim benzeri hücrelerde yaşayan ama kendilerini cennet gibi bir alemde yaşadıklarını düşleyen insanlar gibi de düşünebilirsiniz.