24 Ağustos 2015 Pazartesi

Ekmek yediğin kaba tükürme !..

2000'lerin başlarında dükkanı kapatıp bir dönem güvenlik sektöründe çalışmıştım. Hala öyle midir bilmem, o zamanlar özel güvenlik şirketlerinde önemli mevkilerde hep emekli askerler falan olurdu. Güvenlik personeli de askerden yeni gelmiş ve de özellikle askerliğini komando olarak falan yapmış ise kapışılırdı. Birey açısından geliri hiç tatmin edici olmaması ve çalışma şartlarının ağır olması sebebi ile de pek kaliteli eleman bulunmazdı (Güvenlik hep oturur nasıl çalışma şartı ağır olur diyenlerdenseniz. Ben bizzat tam 2 ay haftada 36 saat izin yaparak 12'şer saatlik sadece geceleri çalışmıştım ki yalnız da değildim, vardiya var idi. Gece uykusuzluğunun insan sağlığına kötü etkilerini de araştırınız). Ne ise biraz yaptığınız işe dikkat ediyor iseniz böyle ortamda hemen fark ediliyorsunuz. Kısa sürede bize de mevkiler verildi. Daha güzel yerlere tayin edildik diyelim alengirli olsun. Vardık yetkili kişi olarak özel bir şirketin güvenliğini sağlamaya. Şirket Amerikalı idi. Tabi bu süreçte iş hayatımda gördüğüm en hızlı personel değişimi olan sektör de bu idi. Hali ile çok kısa sürede çok değişik insanlar ile karşılaşıyorsunuz. Ne ise bir ara bizim şirketin güvenlik personelinin bir haltlar çevirdiğinden şüphe etmeye başladım ! 3 vardiya var idi ve 24 personelden güvenebileceğim bir tek kişi vardı. Haydi bir vardiyayı ben takip ve kontrol edeyim de ötekileri nasıl ? Ne ise bu güvendiğim arkadaş ile konuştum. Bazen de birisi ben şu gün gelemeyeceğim deyip bir kişiyi vardiyasını değiştirmek durumunda kalıyorduk. Derken işte 2 aylık bir süreç içinde birkaç delil elde ettik. Artık şüphe edilecek durum kalmamıştı. Güvenlikten sorumlu şirketin personeli güvenliğini sağladığı şürketten birşeyler çalıyorlardı !.. En nihayetinde bir gün de benim bilgisayar konularında tecrübeli olduğumu bildiklerinden bu ekipten birisi bir gün bana dolaylı yoldan elinde çıkma bilgisayar parçaları olduğunu, işte CD'ler falan olduğunu, bunların çalışıp-çalışmadıklarını ve kaç para edebileceğini bakıp söylememi rica etti ! Hani kör istedi bir göz Allah verdi 2 göz hesabı oldu. Tabi ki kabul ettim. Ne ise bir gün vardiya bitiminde arkadaş beni evine götürdü. 4 koli dolusu bilgisayar aksesuvarları, donanım parçaları vb. 4 tane kasa ki birisi Mac kasa idi. Onlarca orijinal lisansı ile birlikte Windows işletim sistemleri ki birkaçı Windows server işlemi sistemi. Ne ise bu güzel kanıtlardan birkaçını test edeyim diyerek aldım. Gerek takiplerimizden olsun ve gerek bu deliller olsun hepsini uzunca bir rapor yazdım gittim güvenlik şirketime. Personel müdürü ile kısa bir görüşme yaptım, dedim ki benim önemli bir konuyu şirket sahibi ile görüşmem gerek. Ne ise beklettiler 2 saat, yok imiş ofiste. Geldiğinde görüştüm, raporu verdim, kanıtlarımı fiziksel olarak gösterdim. Gönül rahatlığı ile de evime-işime döndüm. Bekliyorum ki en kısa sürede bu elemanlardan temizlenir. Fakat 2 ay bekledim hiçbir şey olmadı ve çalma süreci de devam etmekte. Ekibin sorumlusu da benim hani düşünün. Gerek personeli olduğum güvenlik şirketi olsun ve gerekse sorumlu olduğumuz şirket olsun bir öğrense direk ben güme giderim. Hali ile hiç rahat olamıyordum. En nihayet bu güvendiğim arkadaşa dedim ki bizim şirket bu olayı görmezden geldi. Durumu sormulusu olduğum şirket yöneticileri ile görüşeceğim ! Arkadaş da "Bunu yaparsan burada çalışan 24 personelin de ekmeği ile oynamış olabileceğini düşündün mü" dedi mi ?!! O-oo , ekmekle oynamak, ekmek parası tanımı da geldi mi önüme ! Bu arada ne detaylar konuştuk tabi. Hani mesela "Yahu bilmem nettiğimin Amerikan şirketini biz mi koruyup-kurtarcaz, bırak en iyisini yapıyorlar belki de" gibi bile bakmayı denedik. Fakat yapılan olayın şekli onursuz bir davranış ve sorumlusu olacak kişi direk benim. Ne ise epey uzattım sanırım. En nihayetinde özel şirketin yöneticilerinden birisinden randevu aldım. Adama anlatmaya başladım ki hayretle film izler gibi dinlemeye başladı. Eee!, sonra, vay anasını ! falan gibi tepkiler ile dinledi. 2 gün geçmedi ve bu şirketin artık bizim güvenlik şirketi ile çalışmayacağı bize iletildi !.. Yani ekmek yediğim kaba tükürdüm ve bir de o kadar kişinin ekmeği ile de oynadım! 15 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hayatımda çalıştığım yerlerden dost edinmeme gibi bir prensibim olmasına rağmen bu iş yerinden tanıdığım bir iş arkadaşım ile halen görüşürüz. Bu arkadaş ulusal bir özel TV kanalında program yapımında kamera arkasında çalışıyor halen. Bunu demem de şunun için, bazen kader sizi birisi ile çok acayip bir yerde karşılaştırabilir. Bu yerin konumu sebebi ile insanları aşağı görme gibi bir hataya düşmemeli. "Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz" doğrusu olan ama çoğunun "Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" diye kullandığı tabir de doğruluğu olmayan saçma bir kalıp. Hatta o kadar sapıtılmış ki bu saçma kalıp sebebi ile nicelerini görmüşümdür kişilikleri sanki yokmuş gibi kendilerini yaptıkları iş, çalıştıkları yer, mevki ve makam, üniforma, gelir, mal varlıkları ile tanıtırlar sadece.

"Amacınız zarar vermek ise güce ihtiyacınız vardır. Diğer herşey için sadece SEVGİ yeterlidir" - Charlie Chaplin
Charlie Chaplin — 'You need Power, only when you want to do something harmful. Otherwise love is enough to get everything done.'

Demiş...


Biliyorum çok uzun oldu ama 4 dakika 11 saniyenizi de bu video için alabilir miyim ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder